Rahmi Koç Müzesi Gezi Notları

Hamileliğimin son günlerinde dev bir balina gibi göründüğüm için keyifle gezebileceğim, insanların devasa göbeğim yerine etraftaki şeylerle ilgilenebileceği rotalar aradım kendime : ) Deyim yerindeyse Rahmi Koç müzesi altın madeni gibiydi. Can bile gezerken bana poz vermek dışında hiç bakmadı : )

Rahmi Koç Müzesi o kadar farklı, dolu dolu ve etkileyici bir müze ki beklentinizin çok üzerinde mutlu ediyor insanı. Fırtına babaanne- dede ziyaretinde olduğu için Can ile ikimiz gittik müzeye, ancak çok pişman oldum Fırtına yanımızda olmadığı için çünkü etrafta onun ilgisini çekecek ve mutlu edecek çok fazla şey vardı.

Bu müzeye çocuklarınızla gelin! Mutlaka erken gelin, müzenin bölümleri arasında gezerken yavaş yavaş sindire sindire zaman geçirin, telefonlarınızın ya da fotoğraf makinalarınızın hafızalarında yer açın çünkü bu müzede 7’den 70’e herkesin ilgi alanına giren bir şeyler var…

Biz giriş biletlerimizi aldıktan sonra ilk olarak eski ev eşyaları ve bilgisayarların olduğu bölüme girip teknolojinin çok kısa zamanda geldiği bu noktaya hayret ettik. Hepimizin evinde bir zamanlar telefonla sinyal sesi takip ederek internete bağlandığı günler geldi aklımıza : ) Sonra koşturarak bu bölümün hemen yan tarafında bulunan Klasik arabalar  bölümüne geçtik. Ben kendimi bildim bileli klasik araba tutkunuyumdur. Rahmi Koç müzesinde yer alan antika arabalar kıskançlıktan elimi ısırmama neden oldu : ) Eminim müzeye gelen herkes biri benim olsa hangisini seçerdim diye aklından geçirmiştir…  Utanarak söylüyorum ben seçemedim. Hepsi benim olsa keşke her gün bir tanesi ile gezsem dedim : ) İnsan bazı konularda aç gözlülük yapabiliyor.

Klasik arabalar bölümünde yüzlerce fotoğraf, onlarca video çektikten sonra, müzenin bizi yönlendirmeleriyle trenlerin olduğu bölüme, oradan oyuncak ev maketlerinin olduğu alana, eski at arabaları ve bebek pusetlerinin sergilendiği üst kata, tekne ve yatlara ait bölüme ve eski tramvay, tren vagonlarının olduğu bölümlere geçtik. Tramvay ve tren vagonları çok keyifliydi, o senelerde yaşıyormuşuz gibi hayaller kurup defalarca trenlere bindik durduk.

 

Bilseniz iyi olur; Müze çok büyük. Bazı bölümleri ziyarete erken kapanıyor. Örneğin bizim yetişemediğimiz denizaltı gibi. Müzenin bazı bölümlerini gezebilmek için o bölüme ait ayrı bilet satın alıyorsunuz. (Planetaryum ve Denizaltı bölümleri gibi) Yalnız; denizaltına çocukları almıyorlar! Biz zaten kaçırdık ama ben hamileleri de aldıklarını sanmıyorum. Filmlerde gördüğümüz gibi geniş değil, oldukça dar ve küçük bir alan var denizaltı içinde…

Bizim gibi denizaltını dolaşamayanlar hemen yanında yer alan tarihi vapuru ve içindeki oyuncak müzesini gezebilirler.

Yine müzenin Açık hava bölümünde savaş uçakları, helikopterler, coca cola özel nostaji sokağı ve atlıkarınca var. Atlıkarınca müze bileti alan çocuklara ücretsiz.

Ben şimdi sözü daha fazla uzatmadan fotoğrafları sıralayacağım. Çok güzel bir şehir İstanbul. Her köşesini ve Rahmi Koç Müzesi gibi bizi gururlandıran her yeri gezmek lazım.

Şimdi bu güzel havalarda müze mi gezeceğim demeyin sakın, benim gibi müze düşkünü olmayan bir insan size eğer bazı müzeleri şiddetle tavsiye ediyorsa onu dinleyin. : )

Rahmi Koç Müzesi ile ilgili youtube videomuza da bakmak isterseniz bir tık 🙂

Leave a Reply